Anal Fistül Nedir? Belirtileri, Çeşitleri ve Lazerle Tedavi (VAAFT) Yöntemi

Op. Dr. Selahattin Yitgin: Anal Fistül Nedir? Belirtileri, Çeşitleri ve Lazerle Tedavi (VAAFT) Yöntemi

Merhaba, ben Op. Dr. Selahattin Yitgin. Proktoloji alanındaki 30 yılı aşkın tecrübemde, hastalarım için en zorlayıcı, en inatçı ve maalesef en çok moral bozan rahatsızlıklardan birinin anal fistül, yani halk arasındaki adıyla makat fistülü olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sürekli tekrarlayan apseler, geçmeyen akıntılar ve başarısız ameliyat denemeleriyle geçen aylar, hatta yıllar… Bu, pek çok hastamın ortak hikayesidir. Bu durumun yarattığı fiziksel ve psikolojik yükün farkındayım.

Bu makalenin amacı, bu karmaşık hastalığı en anlaşılır şekilde size anlatmak, doğru bilinen yanlışları düzeltmek ve en önemlisi, klasik cerrahinin yarattığı “kasların kesilme” korkusunu ortadan kaldıran, günümüzün en modern ve güvenilir teknolojisi olan VAAFT (Video Yardımlı Anal Fistül Tedavisi) yöntemini tüm detaylarıyla tanıtmaktır. Artık bu sorunu umutsuz bir vaka olarak görmek zorunda değilsiniz.

Tıbbın En Zorlu Alanlarından Biri: Anal Fistül (Makat Fistülü) Nedir?

Anal fistül, en basit tanımıyla, bağırsakların son kısmı (anal kanal) ile makat çevresindeki cilt arasında normalde olmaması gereken bir tünel, anormal bir bağlantı oluşmasıdır. Vücudun içinde başlaması gereken yolculuğun, cilt üzerinde istenmeyen bir çıkış bulması gibi düşünebilirsiniz. Bu tünelin bir iç ağzı bağırsak tarafında, bir de dış ağzı cilt yüzeyinde bulunur. Sürekli dışkı ve bakteri geçişine maruz kaldığı için kendi kendine iyileşmesi neredeyse imkansız olan kronik bir enfeksiyon kanalıdır.

Fistül Kanalı Nasıl Oluşur? (Apse-Fistül İlişkisi)

Hastalarımın en çok merak ettiği konu, bu tünelin nasıl oluştuğudur. Anal fistüllerin yaklaşık %90’ı, daha önce geçirilmiş bir perianal apse (makat apsesi) sonucunda gelişir. Süreç genellikle şu şekilde işler:

  1. Salgı Bezlerinin Tıkanması: Makat kanalında, dışkılamayı kolaylaştıran salgılar üreten küçük bezler (anal kriptalar) bulunur. Bu bezlerden birinin ağzı tıkandığında, içinde bakteriler ürer ve bir enfeksiyon başlar.
  2. Apse Oluşumu: Bu enfeksiyon, hızla büyüyerek içinde iltihap birikmiş ağrılı bir şişliğe, yani makat apsesine dönüşür.
  3. Apsenin Boşalması: Apse, ya kendiliğinden patlayarak ya da cerrahi olarak boşaltılarak içindeki iltihabı dışarı akıtır. Bu, hastanın ağrısını geçici olarak dindirir.
  4. Fistülün Ortaya Çıkışı: Ne yazık ki, apse boşaldıktan sonra vakaların yaklaşık %50’sinde, apsenin oluştuğu salgı bezi ile cilde açıldığı nokta arasında bir tünel kalır. İşte bu iyileşmeyen, kronikleşen tünel yoluna anal fistül denir.

Kısacası, makat apsesi hastalığın akut ve ağrılı yüzüyken, anal fistül o apsenin geride bıraktığı kronik ve inatçı mirasıdır.

Op. Dr. Selahattin Yitgin ve ameliyathane ekibi, başarılı bir operasyonun ardından.
Op. Dr. Selahattin Yitgin ve ameliyathane ekibi, başarılı bir operasyonun ardından.

Anal Fistül Belirtileri: Kendini Nasıl Gösterir?

Anal fistül, genellikle kendini gizlemeyen, oldukça belirgin ve rahatsız edici belirtilerle ortaya çıkar. Hastalarım tarafından en sık dile getirilen şikayetler şunlardır:

  • Sürekli ve Kötü Kokulu Akıntı: Bu, en tipik ve en can sıkıcı belirtidir. Makat çevresindeki deride bulunan dış ağızdan, çamaşırı kirleten, iltihaplı, bazen kanlı ve kötü kokulu bir akıntı gelir. Bu akıntı, sosyal hayatı ve kişisel hijyeni olumsuz etkiler.
  • Tekrarlayan Apseler: Fistülün dış ağzı zaman zaman kapandığında, içeride iltihap birikerek yeniden apse oluşumuna neden olur. Hasta, makat kenarında ağrılı bir şişlik hisseder. Bu apse patlayarak boşaldığında ağrı geçer ve bir süre sonra döngü yeniden başlar.
  • Makat Kenarında Delik (Fistülün Dış Ağzı): Cilt üzerinde, genellikle sivilce benzeri, ucu iltihaplı, bastırınca akıntı gelen bir veya birden fazla delik bulunur.
  • Ağrı ve Şişlik: Özellikle oturduğunda veya hareket ettiğinde artan, apse dönemlerinde ise şiddetlenen bir ağrı ve dolgunluk hissi.
  • Ciltte Tahriş ve Kaşıntı: Sürekli gelen akıntının cildi tahriş etmesine bağlı olarak makat çevresinde kızarıklık, yanma ve kaşıntı görülebilir.

Anal Fistül Çeşitleri ve Tedavideki Önemi

Anal fistül tedavisindeki en kritik nokta, fistül tünelinin makat kasları (sfinkterler) ile olan ilişkisini doğru bir şekilde belirlemektir. Bu kaslar, gaz ve dışkı kontrolümüzü sağlayan hayati yapılardır. Yanlış bir tedavi, bu kaslara zarar vererek kalıcı gaz veya dışkı kaçırma (inkontinans) gibi çok ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, tedaviye başlamadan önce fistülün tipini belirlemek zorunludur. Fistülleri genel olarak iki ana gruba ayırabiliriz:

Basit (Simple) Fistüller

Bu fistüllerin tüneli, makat kaslarının çok yüzeysel bir kısmından geçer veya hiç geçmez. Tek bir düz kanaldan oluşurlar ve tedavileri genellikle daha kolaydır. Bu tür fistüllerde kas hasarı riski daha düşüktür.

Kompleks (Complex) Fistüller

Bunlar, tedavisi daha zor ve tecrübe gerektiren fistül türleridir. Kompleks olarak sınıflandırılmalarının birkaç nedeni olabilir:

  • Yüksek Tip Fistüller: Tünel, makat kaslarının (sfinkter) büyük bir kısmını içinden geçerek ilerler. Bu kaslara zarar vermeden tüneli yok etmek gerekir.
  • At Nalı Fistüller: Tünel, makatın etrafında “U” şeklinde dönerek birden fazla dış ağızla cilde açılır.
  • Birden Fazla Tünel: Ana tünelden ayrılan çok sayıda yan dal (kör sonlanan cepler) bulunur.
  • Altta Yatan Hastalık: Crohn hastalığı gibi başka bir hastalığa bağlı olarak gelişen fistüllerdir.

Unutmayın: Tedavinin temel amacı fistülü iyileştirmek olduğu kadar, hatta daha da önemlisi, makat kaslarını korumaktır. İşte bu noktada, fistül kanalını içeriden görüntüleyerek kaslara hiç dokunmadan tedavi imkanı sunan VAAFT gibi modern yöntemler, özellikle kompleks fistüllerde paha biçilmez bir avantaj sağlar. Bir sonraki bölümde bu devrimsel yöntemi detaylıca inceleyeceğiz.

Anal Fistül Tedavisinde Altın Standart: VAAFT Yöntemi (Lazerle Fistül Ameliyatı)

Yıllarca anal fistül tedavisinde temel zorluk, fistül tünelini yok ederken makat kaslarına zarar vermemek olmuştur. Klasik ameliyatlar her zaman bir miktar kas hasarı riski taşırdı. Ancak günümüzde, bu ikilemi tamamen ortadan kaldıran devrim niteliğinde bir teknoloji var: VAAFT (Video Assisted Anal Fistula Treatment), yani Video Yardımlı Anal Fistül Tedavisi. Bu yöntem, özel olarak tasarlanmış ince bir kamera (fistüloskop) ve lazer enerjisini birleştirerek, makat kaslarına hiç dokunmadan, sorunu içeriden çözmemizi sağlar.

VAAFT Yöntemi Nedir ve Nasıl Uygulanır?

VAAFT, cerrahın fistül tünelinin içini bir ekranda net bir şekilde görerek çalışmasına olanak tanıyan, minimal invaziv bir cerrahi tekniktir. İşlem, iki ana aşamadan oluşur:

  1. Aşama 1: Teşhis ve Görüntüleme (Diyagnostik Faz)
    • Ciltteki dış ağızdan, ucunda yüksek çözünürlüklü bir kamera bulunan yaklaşık 3mm kalınlığındaki fistüloskop ile girilir.
    • Cerrah, ekrandan tünelin içini izleyerek ilerler, tünelin yapısını, olası yan dalları ve en önemlisi bağırsağın içindeki iç ağzın yerini %100 kesinlikle tespit eder. Klasik yöntemlerde bu iç ağzı bulmak bazen zordur ve tedavinin başarısız olmasının en büyük nedenidir.
    • Bu aşamada tünelin içi özel solüsyonlarla yıkanarak tamamen temizlenir.
  2. Aşama 2: Tedavi (Operatif Faz)
    • İç ağzın yeri belirlendikten sonra, fistüloskopun içindeki çalışma kanalından ince bir lazer probu tünelin içine ilerletilir.
    • Lazer enerjisi, dairesel bir şekilde tünelin duvarlarını içeriden yakarak (ablasyon) hastalıklı dokuyu tamamen yok eder ve tünelin kapanmasını sağlar.
    • Son olarak, bağırsak içindeki iç ağız, yine özel cerrahi aletler (stapler) veya dikişler ile içeriden kapatılır. Böylece bağırsağın içinden tünele yeniden dışkı ve bakteri girmesi tamamen engellenir.

Tüm bu işlemler, makat çevresindeki cilde herhangi bir kesi yapmadan gerçekleştirilir.

VAAFT Yönteminin Klasik Ameliyatlara Göre Avantajları Nelerdir?

VAAFT yönteminin popülerliği, hastalara sunduğu eşsiz avantajlardan kaynaklanmaktadır:

  • MAKAT KASLARI (SFİNKTERLER) %100 KORUNUR: Bu, yöntemin en büyük ve en önemli avantajıdır. İşlem tamamen tünelin içinden yapıldığı için gaz ve dışkı tutmayı sağlayan kaslara hiçbir şekilde dokunulmaz. Kalıcı kaçırma riski yoktur.
  • AMELİYAT KESİSİ VE YARA İZİ YOKTUR: Makat çevresinde büyük ve ağrılı bir yara oluşmaz. Sadece fistülün dış ağzı kullanılır.
  • AĞRI MİNİMALDİR: Geniş doku kesilmediği için ameliyat sonrası ağrı, klasik yöntemlere göre kıyaslanmayacak kadar azdır.
  • HIZLI İYİLEŞME SÜRECİ: Hastalar genellikle aynı gün veya ertesi gün taburcu olur ve birkaç gün içinde normal sosyal ve iş hayatlarına dönebilirler. Ağrılı ve uzun pansuman süreçleri yoktur.
  • DÜŞÜK TEKRARLAMA RİSKİ: Hem iç ağız kamera ile görülerek kapatıldığı hem de tünel duvarı lazerle yok edildiği için, tecrübeli ellerde yapıldığında hastalığın tekrarlama riski çok düşüktür.
  • YÜKSEK BAŞARI ORANI: Özellikle kompleks ve yüksek tip fistüllerde VAAFT, en yüksek başarı oranlarına sahip modern tedavi yöntemidir.

Bir sonraki bölümde, VAAFT’ın uygun olmadığı nadir durumlarda başvurulan klasik fistül ameliyatlarını ve bu yöntemlerin risklerini ele alacağız.

Anal fistül maketini büyüteçle inceleyen doktorun eli. Makat fistülü ve apse oluşumu görselleştirilmiş.
Anal fistül maketini büyüteçle inceleyen doktorun eli. Makat fistülü ve apse oluşumu görselleştirilmiş.

Klasik Fistül Ameliyatları (Fistülotomi, Seton) Ne Zaman Gerekir?

VAAFT gibi kas koruyucu modern yöntemler, günümüzde anal fistül tedavisinde ilk tercih olsa da, bazı özel durumlarda veya bu teknolojinin mevcut olmadığı merkezlerde hala klasik cerrahi yöntemlere başvurulabilmektedir. Bu yöntemleri bilmek, VAAFT’ın neden bu kadar önemli bir ilerleme olduğunu daha iyi anlamamızı sağlar.

Fistülotomi / Fistülektomi Yöntemi

Bu, en eski ve en temel fistül ameliyatı tekniğidir. Fistülotomi işleminde, fistül tünelinin üzeri bir prob yardımıyla bulunur ve cilt ile birlikte tünelin üzeri tamamen kesilerek açılır. Fistülektomi‘de ise tünel tamamen kesilerek çıkarılır. Her iki durumda da amaç, tüneli açık bir yara haline getirerek içeriden dışarıya doğru, doğal yolla iyileşmesini sağlamaktır.

En Önemli Kısıtlama: Bu yöntem, son derece basit ve etkili olmasına rağmen, sadece ve sadece çok yüzeyel (basit) fistüllerde güvenle uygulanabilir. Eğer fistül tüneli, makat kaslarının (sfinkter) önemli bir bölümünü içeriyorsa, bu kasların da kesilmesi gerekir. Bu durum, hastada kalıcı gaz veya dışkı tutamama (inkontinans) riskini beraberinde getirir. Bu hayati risk nedeniyle, kompleks fistüllerde fistülotomi yöntemi kesinlikle terk edilmiştir.

Seton Yöntemi

Seton, özellikle makat kaslarının büyük bir bölümünü içine alan yüksek ve kompleks fistüllerin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu teknikte, fistül tünelinin içinden cerrahi bir ip veya ince bir lastik (Seton) geçirilir ve iki ucu dışarıda birbirine bağlanır. Seton’un iki temel amacı vardır:

  1. Drenaj Sağlamak: Tünelin sürekli açık kalmasını sağlayarak içeride apse birikmesini önler ve kronik enfeksiyonu kontrol altına alır.
  2. Yavaşça Kesmek (Kesici Seton): Seton, periyodik olarak sıkılarak makat kasını çok yavaş bir şekilde (haftalar veya aylar içinde) kesmesi sağlanır. Buradaki mantık, kas yavaş yavaş kesilirken vücudun aynı anda kesilen bölgeyi arkadan iyileştirmesine ve onarmasına fırsat vermektir. Bu, kasın tamamen ayrılmasını önler.

Dezavantajları: Seton yöntemi, genellikle birden fazla seans gerektiren, uzun ve hasta için oldukça konforsuz bir süreçtir. Tedavi süresince hastanın makatında sürekli bir ip bulunması, günlük yaşam kalitesini düşürür ve ağrıya neden olabilir. Ayrıca, bu yöntemde de bir miktar kas hasarı ve fonksiyon bozukluğu riski her zaman mevcuttur.

Sonuç olarak, bu klasik yöntemlerin varlığı, VAAFT’ın neden bir “altın standart” olduğunu daha da netleştirmektedir. VAAFT, bu yöntemlerin taşıdığı riskleri (kas hasarı, ağrı, uzun iyileşme) ortadan kaldırarak hastaya güvenli ve konforlu bir tedavi imkanı sunar.

Bir sonraki ve son bölümde, anal fistül ve tedavisi hakkında en sık sorulan soruları yanıtlayacağız.

Anal Fistül Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Anal fistül kendiliğinden veya ilaçla geçer mi?

Hayır. Bu, hastaların en sık düştüğü yanılgıdır. Anal fistül, iki organ arasında oluşmuş fiziksel bir tüneldir (yapısal bir sorundur), basit bir enfeksiyon değildir. Antibiyotikler, sadece fistülün neden olduğu akut apseleri geçici olarak kontrol altına alabilir ancak tünelin kendisini asla kapatamaz. Anal fistülün tek kalıcı çözümü, bu tünelin cerrahi olarak ortadan kaldırılmasıdır.

VAAFT (Lazerle Fistül Tedavisi) ağrılı bir işlem mi ve ne kadar sürer?

İşlem, anestezi altında yapıldığı için tamamen ağrısızdır. Ameliyat sonrası dönemde ise, klasik ameliyatlardaki gibi geniş yaralar olmadığı için ağrı yok denecek kadar azdır ve basit ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınır. Prosedürün kendisi, fistülün karmaşıklığına bağlı olarak genellikle 20 ila 40 dakika arasında sürer.

Tedaviden sonra fistül tekrarlar mı?

Anal fistül, tekrarlama potansiyeli olan inatçı bir hastalıktır. Ancak VAAFT yönteminin en büyük avantajlarından biri, fistülün iç ağzının kamera ile net bir şekilde görülerek kapatılması ve tünelin lazerle içeriden tamamen yok edilmesidir. Bu sayede, tecrübeli bir cerrah tarafından uygulandığında tekrarlama riski, klasik yöntemlere göre çok daha düşüktür.

Fistül ameliyatı sonrası gaz veya dışkı kaçırma riski var mı?

Bu, hastaların en haklı korkusudur ve tedaviyi ertelemelerinin en büyük nedenidir. Klasik ameliyatlarda (özellikle fistülotomi) makat kaslarının bir kısmının kesilmesi gerektiği için bu risk her zaman vardır. Ancak VAAFT yönteminde kaslara kesinlikle dokunulmaz, kesilmez veya zarar verilmez. Bu nedenle VAAFT sonrası gaz veya dışkı kaçırma (inkontinans) riski bulunmamaktadır. Bu, yöntemin en temel ve en önemli üstünlüğüdür.

Tedavi edilmeyen anal fistül kansere dönüşür mü?

Bu, son derece nadir görülen bir durumdur. Ancak 10-15 yıl gibi çok uzun süreler boyunca tedavi edilmemiş, sürekli kronik iltihap ve akıntıya neden olan fistül zemininde kanser gelişme riski (müsinoz adenokarsinom) literatürde bildirilmiştir. Bu risk çok düşük olsa da, hastalığın uzman bir hekim tarafından tedavi edilmesi ve ertelenmemesi gerektiğini gösteren önemli bir nedendir.


Umarım bu kapsamlı rehber, makat fistülü gibi zorlu bir hastalığın ne olduğunu ve modern tıbbın bu soruna nasıl güvenli ve konforlu çözümler sunduğunu anlamanıza yardımcı olmuştur. Unutmayın, yıllarca süren akıntı ve ağrıyla yaşamak zorunda değilsiniz. Doğru teşhis ve kasları koruyan modern tedavi yaklaşımlarıyla bu sorundan kalıcı olarak kurtulmak ve yaşam kalitenizi geri kazanmak mümkündür.

Yorum Bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir.